20 Nisan 2013 Cumartesi

Tere Yetiştiriciliği

İklim İstekleri: Tere üretimi genelde erken ilkbaharda yapılır. Ancak Ege ve
Akdeniz Bölgeleri gibi kış mevsimi ılık geçen bölgelerde sıcak yaz ayları
dışında yılın her mevsiminde tere yetiştiriciliği yapılabilir. Dereotu gibi bir kez
veya en çok iki kez biçim yapılabildiği için yıl boyunca kademeli tohum ekimi
yapılarak kademeli üretim gerçekleştirilir.

Ilıman iklimlerin bitkisi olan tere yarı gölge, gölge ve nemli yerleri sever.
Sıcaklığın 10-15 °C arasında olması yeterlidir. Sıcaklık arttıkça yapraklar
küçülür. Tadında acılaşma kuvvetlenir. Bitkiler hemen sapa kalkar. Bu
bakımdan yaz aylarında ancak gölge yapılmış özel yerlerde veya ağaç altlarında,
kuytu kısımlarda üretilebilir. Yaz aylarında ılımlı yerlerde bütün bir yıl boyunca
yetiştirilebilir. Yalnız 4 °C’den sonra büyümesi yavaşlar. Bu yüzden kısa günde
yetiştirilmelidir. İlkbahardan yaza doğru gün uzunluğu 13 saate ulaştığında ve
ışık şiddeti 8000-10000 lux’e doğru arttırdığında hemen çiçeklenme başlar.

Toprak İsteği: Tere toprak istekleri bakımından seçici bir bitki değildir. Organik madde
yönünden zengin, kumlu, tınlı, bol humuslu topraklar tere üretimi açısından
ideal yerlerdir. Tere için toprak hazırlanırken derin kazılmış toprağa; bol bol
yanmış çiftlik gübresi ya da kompost gübre atmak verimi arttırır. 0.5-7.5 pH
değerleri arası uygun değerlerdir. Diğer sebzelere karşın toprak asitliğine daha
dayanıklılık gösterir.

Toprak Hazırlığı Ve Ekimi: Tere üretimi doğrudan tohum ekimi ile yapılır. Yılın her mevsiminde üretilebilse de
ilkbahar üretimi tercih edilir. Tohumlar çok küçük olduğu için çok iyi hazırlanmış tohum
yatağı ister.
Ülkemizdeki genel üretim şekli mevsime göre değişmekle birlikte tava veya tahtalarda
yapılan üretim şeklidir. Önce tava veya tahta hazırlanır. Tohumlar m2
ye 1-1.5 g hesabıyla
serpme veya sıravari olarak ekilir. Sıravari ekimde sıra arası mesafesi olarak 12-15 cm
yeterlidir. Tohumların ekim derinliği 1-1.5 cm’yi geçmemelidir.Ekilen tohumlar toprak içine ya tırmık ile karıştırılır ya da tohumların üzerine bir cm
kalınlığında kapak atılır ve sürgü ile bolca su verilir. Optimum koşullarda 2 gün içinde
çimlenen tohumlardan oluşan bitkiler hızla gelişmeye başlar. Bu aşamadan sonra yapılacak
bakım işlerine özen gösterilmelidir.

Tohum Üretimi: Tohum üretimi için yapılacak olan üretimde dikkat edilmesi gereken en önemli konu
bitki sıklığının azaltılması ve gübrelemenin dengeli yapılmasıdır. Tohum üretiminde dekara
1.5-2 ton yanmış çiftlik gübresi önerilir. Ayrıca toprak yapısına göre ticari gübre takviyesi
yapılmalıdır. Tohum üretimi amacıyla yapılacak üretimde tohum ekimi en geç şubat ayı
başlarında yapılır. Çimlenme ve bitki gelişim aşamasında yapılan bakım işlerinden sonra
bitkiler mart-nisan aylarında çiçek saplarını oluştururlar ve mayıs ayında çiçeklenme başlar.
Yabancı tozlanmada böceklerin yardımı sağlanmalıdır. Her bir çiçek tozlanma
ve
döllenmeden sonra birer yassı şekilli kapsül oluşturur ve her bir kapsülde 2 adet tohum
bulunur. Önce yeşil olan kapsüller daha sonra saman rengine döner. Haziran ayı içerisinde
meyveler ve tohumlar bitki sapları ile birlikte hasat edilir ve gölge bir yerde kurumaya
bırakılır. İyice kuruyan kapsüller harmanlanarak tohumlar ayrılır. Optimum koşullarda
yapılan bir tohum üretiminde terelerde tohum verimi 60-70 kg/da arasında değişir.

Ayrıca diğer bir tohum üretim şeklinde ise normal üretimde kullanılan bitkiler
biçildikten sonra gelişmeye ve tohumluğa bırakılarak diğer üretim şekillerinde olduğu gibi
tohum elde edilebilir. Bu üretim şeklinde tohum verimi diğer yöntemlere göre daha düşüktür.

Bakımı: Roka, dereotu ve maydanozda olduğu gibi en önemli iki bakım işlemi sulama ve
yabancı ot temizliğidir. Suyu seven bir bitkidir. Toprağın nemli olmasına özen
gösterilmelidir. Üretim yapılan bölgenin iklim koşullarına göre sulama önce sürgüler
yardımıyla daha sonraki sulamalarda ise salma şeklinde yapılır. Sıravari ekimlerde sıra arası
çapalanır. Serpme ekimlerde ise bitkilerin araları çapalanmaz otlar elle alınır. Tere
üretiminde sorun olan önemli bir hastalık veya zararlı yoktur. Toprak altı zararlıları ile
yaprak pirelerine karşı gerekli önlemler alınmalıdır.

Yabancı ot mücadelesi ise genelde mekanik yöntemler kullanılarak yapılır. Özellikle
tohum ekiminden sonra gelişen yabancı otlar önemlidir. Bitki gelişim aşamasında ise tere
bitkileri yabancı ot gelişimini engeller. İlk aşamadaki yabancı otlar ise el veya çapa ile yok
edilir.

Kısa vegetasyon dönemine sahip olduğundan besin maddesinin başlangıçta
verilmesinde yarar vardır. Ahır gübresinin direkt verilmesinden hoşlanmaz. İyi yanmamış
ahır gübresi, bitkilerdeki çeşitli zararlanmaların etkisini arttırır. Kurt ve böcek zararlıları
çoğalır. Ahır gübresi bir önceki bitkiye verilmeli veya çok iyi yanmış ahır gübresi dönüme 1-
2 ton atılmalıdır. Bir önceki kültüre ise 4-6 ton atılması, tere için toprakta organik madde
bırakır.

Tere ticaret gübresinden hoşlanır. Özellikle azotlu gübreler gelişmeyi hızlandırır.
Azotlu gübreyi azar azar ve 1-2 hafta aralıklarla atmalıdır. Azot miktarı dekara 10-15 kg
kadardır. Başlangıçta 5-7 kg azot yeterlidir. Geri kalan kısım 1 veya 2 defa da verilir. Azot
yanında dekara 8-10 kg fosfor, 15-20 kg potasyum, 5-10 kg kalsiyum bir seferde atılır.

Hasat Ve Hasat Sonrası İşlemler: Uygun koşullarda tere yaprakları tohum ekiminden 25-30 gün sonra hasat büyüklüğe ulaşır. Bu dönemde 15-20 cm boy alan bitkiler yine roka, dereotu ve maydanozda olduğu
gibi toprak üzerinden yaprak sapları ile birlikte biçilerek hasat edilir. Hasat bir veya en çok
iki biçim olarak yapılabilir ancak ikinci biçimde verim önemli oranda düşer. Hasat edilen
yapraklar sapları ile birlikte demetler hâline getirilir ve piyasaya sunulur.

Tere taze olarak tüketildiğinden saklanması söz konusu değildir. Daha çok sonbahar,
kış ve ilkbahar aylarında geniş çapta tüketilir. Soğuk zamanlarda su kaybı az olduğunda 3-4
gün rahatça dayanır. Sıcaklık fazlalaştığı için çabuk su kaybı meydana gelir. Evlerde naylon
torba içinde ve buzdolabında 2-5 °C’de 4-5 gün rahatça saklanabilir. Uzun süreli
saklamalarda yapraklarda sararma meydana gelir.

Verim yeşillik olarak kullanılan diğer bitkilerdeki gibi demet olarak belirlenir.
Genelde iki biçim yapılabildiği varsayılırsa m2
verimi 30-50 demet arasında değişir. Bir
dekar alandan alınan 20-25 bin demet ideal verim miktarıdır. Tere kökü ile bir seferde de
hasat edilebilir.




17 Nisan 2013 Çarşamba

Türkiye'de Tarımı Etkileyen Faktörler

İklim, Yerşekilleri, Toprak Bakımı, Sulama, Tohum Islahı, Gübreleme, Makineleşme, İlaçlama, Pazarlama, Tarımı Destekleyen Kuruluşlar...

İklim:Tarımsal üretim büyük ölçüde yağışlara bağlıdır. Türkiye’de yağışın yıl içindeki dağılışı düzensizdir.Karadeniz ikliminin görüldüğü yerler hariç bütün bölgelerimizde yazlar kurak geçer. Kışların ılık geçtiği kıyı kesimlerinde don olayları çok enderdir. Sıcaklığın çok düşük değerlere indiği iç ve doğu bölgelerde don olayları uzun sürer. Buna bağlı olarak tarımsal ürün çeşitliliği ve tarım yapabilme süresi kıyıdan iç kesimlere, batıdan doğuya doğru azalır. Kışların ılıman geçtiği bölgelerde sebze,meyve ve sanayi ürünleri üretimi yaygınken, iç bölgelerde soğuk iklim şartlarına dayanıklı tahıl,üzüm,elma vb. ürünlerin üretimi yaygındır.

Yer Şekilleri:Türkiye’nin ortalama yüksekliğinin fazla olması, ekonomik faaliyetleri genellikle olumsuz etkilenmiştir. Yükselti tarımsal faaliyetlerin sınırlanıp, hayvancılık faaliyetlerinin ön plana çıkmasına yol açmıştır. Dağlık ve engebeli arazi yapısı tarım topraklarının dağınık ve küçük olmasına yol açmıştır. Bu durum makine kullanımı da zorlaştırmıştır.

Toprak Bakımı:Tarım topraklarında devamlı üretim yapılabilmesi, toprağın mineralce zengin olmasına bağlıdır. Sürekli olarak üzerinde tarım faaliyeti yapılan toprağın, çeşitli şekillerde bakımının yapılması gereklidir. Toprak analizi ile topraktaki mineral maddeler belirlenir. Böylece toprağın hangi tür bitkilere elverişli, hangi tür gübreye ihtiyacı olduğu saptanarak daha bilinçli tarım yapılır.
Taşlı topraklarda taşların ayıklanması,drenajı iyi olmaya topraklarda suyun,tuzlu topraklarda tuzun topraktan uzaklaştırılması ve toprağın havalandırılması toprak bakımı ile ilgili faaliyetlerdir.

Sulama:Türkiye’de tarımsal verimi etkileyen en önemli faktör sulamadır. Ülkemizin büyük bir bölümü kurak ve yarı kurak iklimin etkisindedir. Çoğu yerde tarımsal faaliyetin yoğunlaştığı yaz döneminde, kuraklık hüküm sürmektedir. Bu da tarımdaki su ihtiyacını artırmaktadır. Ayrıca, yağışların düzensiz düşmesi, özellikle tahıl tarımının yaygın olduğu sahalarda, nadas uygulaması yapılmakta ve her yıl üretimde dalgalanmalara neden olmaktadır.Nadas sulama imkanının olmadığı sahalarda toprağın 1 yıl boyunca su tutması için boş bırakılmasıdır.Nadas verim düşüklüğüne neden olan olaylardan biridir.

Türkiye’de sulama yaygınlaştırılırsa;
Kuru tarım (nadas) metodu uygulaması sona erer.
Bir yılda, birden fazla ürün alınan sahalar genişler.
Tarım iklime bağımlılıktan kurtulur ve bilhassa tahılların üretiminde yıllara göre dalgalanmalar azalır.
Üretimde süreklilik sağlanır.
Ürün artışı sağlanır.
Tahıl tarımı yerine, sebze ve meyve tarımı ile endüstri bitkileri ekimi yaygınlaşır.
Çiftçilerin tarım ürünlerindeki verimi ve geliri artar. Buna bağlı olarak, göç olayında azalma görülür.
Tarımın milli gelir içindeki ve ihracatındaki payı artar.

Gübreleme:Sulamadan sonra, verimi artıran en önemli faktör gübrelemedir. Toprağın devamlı kullanılması minerallerin azalmasına neden olmakta ve verimi azaltmaktadır. Gübreleme ile mineral takviyesi yapılarak toprağın verimi artırılmaya çalışılır. Gübre, doğal ve hayvansal gübre olarak ikiye ayrılır.Hayvansal gübreler Doğu Anadolu bölgesinde yakacak olarak kullanılmaktadır.
Kimyasal gübreler pahalı oldukları için devlet sübvansiyon uygulayarak çiftçiye destek olmaktadır.

Tohum Islahı: Tarım ürünlerinden yüksek verim elde edilmesi, sulama ve gübrelemenin yanında kaliteli tohumun kullanılmasıyla da yakından ilişkilidir.Tohum ıslahı, melezleştirme ve iyi tohumların seçilmesi şeklinde yapılır.Tohum Islahı İstasyonları,devlet Tarım İşletmeleri ve Ziraat Fakülteleri tohum ıslahı ile uğraşan kuruluşlardır.

Zirai Mücadele: Hastalık ve haşerelerin üretimde zaman zaman % 20 - 30 civarında verim düşüklüğüne neden olduğu görülmüştür. Türkiye’de zirai mücadele ile tarlalardaki yabancı otların gelişmesi önlenmekte ve haşerelerin çoğalmasına imkân verilmemektedir. Böylece verim düşüklüğünün önüne geçilmektedir.Ancak ilaçlamanın bilinçli şekilde yapılması gerekir.

Makineleşme: Toprakların kısa sürede ve zamanında sürülmesi, hasadın zamanında yapılabilmesi günümüzde makineleşme ile mümkündür.


Ülkemizde makineleşme ile birlikte;
Çayır ve mera alanları sürülerek tarım alanları genişlemiş,
Tarım ürünlerinin üretim miktarında ve veriminde artışlar olmuş,
Tarım da insan ve hayvan gücüne duyulan ihtiyaç azalmış ve ortaya çıkan işsizlik köyden kente göçe neden olmuştur.

Türkiye’de bazı alanlarda makineli tarıma tam geçilememiştir. Bu durumun sebepleri şunlardır:
Makine kullanımına elverişli olmayan engebeli arazilerin varlığı (Doğu Karadeniz kıyı şeridi gibi)
Makine fiyatlarının çiftçinin alım gücünün üstünde olması
Bazı bölgelerde işgücünün daha ucuz olması
Makine kullanımının ekonomik olmayacağı küçük işletmelerin bulunması

Çiftçinin Eğitimi: Günümüzde tarım, modern aletler, kaliteli tohum ve hassas ilaçlar kullanımıyla yapılmaktadır. Bütün bunlar çiftçinin eğitimini gerektirmektedir. Ülkemiz genelinde çiftçilerin eğitim düzeyi düşüktür.

Pazarlama: Ürünlerin üretimi kadar, ürünlerin iyi fiyatlardan satılması da önemlidir.Pazarlama amacıyla çeşitli ürünler için kooperatifler kurulmuştur.Devlat bazı ürünlerde çiftçiyi korumak için destekleme alımları yapmaktadır.

Tarımı Destekleyen Kuruluşlar: Tarım ürünlerinin toplanması, pazarlanması ve işlenmesi yönüyle çiftçilerin desteklenmesi gerekmektedir. Türkiye’de tarıma destek sağlayan çeşitli kuruluşlar bulunmaktadır.Tarım Bakanlığı,Ziraat Bankası,tarım Kredi ve Satış Koperatifleri,Türkiye Zirai Donatım Kurumu,Devlet Üretme Çiftlikleri,Çaykur,Tekel, Toprak Mahsulleri Ofisi,Tariş,Çukobirlik, Antbirlik,Fiskobirlik,Tar ım İşletmeleri Genel Müdürlüğü ve Devlet Su İşleri tarımı destekleyen ve tarımla ilgilenen kuruluşlardır.

Tarımın Türkiye Ekonomisindeki Yeri
1. Nüfusun büyük bir bölümü tarımsal faaliyetlerle geçimini sağlar. Ulusal gelirin ¼ ini tarım sektörü karşılar. İhracatımızda önemli bir paya sahiptir.
2. Türkiye’deki endüstri tesislerinin büyük bölümü tarımsal maddeleri hammadde olarak kullanır. Sanayinin gelişmesinde büyük önem taşır.
3. İhracatımızda fındık, turunçgiller, tahıllar, meyve ve sebzeler, pamuk, tütün, yağ bitkileri, zeytin ve çay gibi tarım ürünleri önemli yer tutar.
4. Artan nüfusumuzun gıda ihtiyacını karşılaması için önemlidir.

Ülkemiz daha önceleri tarımsal üretim bakımında kendi kendine yetebilen dünyanın sayılı ülkelerinde biri idi.Son yıllarda bu özelliğini kaybetmiştir.
Bu durumun nedenleri:
Hızlı nüfus artışı,
- Plansız tarım faaliyetleri,
- Bilinçsiz sulama,gübreleme ve ilaçlama,
- Ve verimli tarım alanlarının yanlış arazi kullanımı nedeniyle kullanılamaz hale gelmesidir.